Hepimiz kombinlerimizi yapmaya bir parça ile başlarız. Bu bazen Mavi’den aldığımız desenli, siyah beyaz bir etek, bazen saks mavisi kanvas bir gömlek ya da büyük gül desenli iddialı bir Armine eşarp olur. O andan itibaren aklımıza gelen binlerce kombin ihtimali ve kararsızlık yüzünden beynimiz iğne yastığına döner. Yanlış kombin yapmaktan korkarız. Aslında doğru soruları sorduğumuz takdirde bırakın yanlış kombin yapmayı, bir moda ikonu olarak ortamda arzı endam etmemiz mümkün.
Öncelikle tarzımıza karar vermemiz lazım, spor mu, gündelik mi, klasik mi yoksa resmi mi?
Aslında bu sorunun cevabını çoktan verdiniz bile. Seçtiğiniz ilk parçanın kumaşı, deseni ve rengi önemli ipuçlarıdır.
Şayet kanvas bir etek seçmişseniz, spor veya gündelik bir tarz seçmişsinizdir de haberiniz yoktur. 🙂 Dolayısıyla gömlek, bluz veya eşarbınız da spor veya gündelik tarzda olmalı. Bu çok önemli bir kombin kaidesi olmakla birlikte en çok ihmal edilen hususlardan biridir. Hani caddede, parkta alakasız kombinlerle dolaşan kişiler görürüz de kıyafetlerinde adını koyamadığımız bir şey vardır inceden inceye bizi rahatsız eden, işte . Özetle durum şu; kıyafetinizdeki tüm parçaların tarzı uyumlu olmalı. Alt taraf hareketli bir rock parçası söylerken, üst tarafta sanat müziği konseri dinlemek olmaz. Kombin bir bütündür.
Elinizde ipek veya saten bir gömlek olduğunu farzedelim. Dökümlü parlak kumaşlar kombinlerinize gösterişli bir hava katar. Bu durumda klasik veya resmi takılmak istiyorsunuzdur. Dolayısıyla seçtiğiniz diğer parçalar da tabloya uygun olmalı, yani klasik veya resmi tarzda olmalı.
Aslını isterseniz size reçete şeklinde kumaş türlerine göre tarzınızı gösteren bir tablo sunmak isterim ama kumaşlardan o kadar farklı tasarımlar çıkarıyorlar ki, sınıflandırmak her zaman o kadar kolay olmayabiliyor. Örneğin, pamuk ve polyester kolayca sınıflandırılamayan kumaş türleri, ancak yine de birkaç ipucu verebilirim.